Makedonya’nın Adı Kuzey Oldu, Bizde Amed ve Dersim Sessizliği Neden?
![]() |
| Kuzey Makedonya Bayrağı |
Bir devletin temellerini sarsmak istiyorsanız, önce hafızasıyla oynarsınız. İsim dediğin şey sadece seslerden ibaret değildir. İsim, kimliktir, aidiyettir, toprak iddiasıdır.
Bakın, 1991’de Yugoslavya dağıldı, yeni bir devlet ortaya çıktı: “Makedonya Cumhuriyeti.” Peki Yunanistan ne yaptı? Ayağa kalktı. “Bu ismi kullanamazsınız” dedi. Çünkü Yunanistan’ın kuzeyinde de bir Makedonya vardı. Atina’ya göre bu, gelecekte toprak talebinin açık ilanıydı.
Atina 27 yıl boyunca bu meseleyi kilitledi. BM’de bile yeni ülke “Makedonya” diye tanınmadı, “Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti” diye anıldı. NATO’ya, AB’ye giremediler. Yunanistan veto etti. Sonunda Prespa Anlaşması yapıldı ve ülkenin adı “Kuzey Makedonya” oldu. Yunanistan bir isim için dünyayı ayağa kaldırdı, gerekirse kıyameti kopardı ama taviz vermedi. Çünkü biliyordu ki isim, geleceğin sınır haritasıdır.
Şimdi dönüp kendimize bakalım...
Biz ne yapıyoruz? Diyarbakır’e “Amed” deniliyor, ses yok. Üstüne bir de “Amedspor” adıyla futbol takımı kuruluyor, devletin resmi liglerinde boy gösteriyor. Tunceli’ye “Dersim” deniliyor, göz yumuluyor. “Efendim, tarihsel isimmiş” diye geçiştiriliyor.
Bu gaflet değildir, bu apaçık devlete karşı işlenen bir suçtur. Çünkü ortada nostaljik bir merak falan yok, ortada siyasi bir proje var. Bugün “Amed” diyen, yarın “Amed bölgesi” diyecek. Bugün “Dersim” diyen, yarın “Dersim özerk yönetimi” diyecek. Yol belli, hedef belli.
Soruyorum: Yunanistan kendi kuzeyinde “Makedonya” ismine bile tahammül etmezken, biz nasıl oluyor da kendi şehirlerimizin adını başka dillerle, başka kimliklerle anılmasına göz yumuyoruz? Onlar bir kelime için dünyayı ayağa kaldırırken, biz üç maymunu oynuyoruz.
Bu işin adı gaflet falan değil; zaaf, ihanet ve teslimiyet. Devlet, kendi toprağının adıyla oynanmasına izin veremez. Bu, “isim meselesi” değil, ülkenin bölünmez bütünlüğü meselesidir.
Makedonya örneği önümüzde duruyor: Yunanistan tek bir isim için dünyayı kilitledi, NATO’yu AB’yi bloke etti, gerekirse savaşırız dedi. Bizimkiler ise kendi ülkesinde başka isimlerin propaganda edilmesine göz yumuyor.
Bir ülke kendi şehirlerinin adını koruyamıyorsa, yarın sınırlarını da koruyamaz.
Bugün sessiz kalanlar bilsin: Yarın “isim” değil, doğrudan toprak tartışılacak.

Yorum Yaz
Yorum Gönder